İngiltere’de yapılan ve Nature Communications’da yayımlanan bir araştırma, son 12 ayda sosyal medya kullanımını arttıranların, yaşam tatmininin bir yıl sonra daha az olduğunu gösterdi.
Sosyal Medya ve İletişim
Araştırmacılar, 72 binden fazla katılımcının tipik bir günde, hayatlarından ne kadar memnun olduklarını ve sosyal medyada arkadaşlarıyla iletişim için ne kadar zaman harcadıklarına dair bildirimleri inceledi. Genel olarak sosyal medya kullanımı ile yaşam tatmini arasındaki en olumsuz ilişki ergenlerde gözlendi.
Anketten Öne Çıkan Sonuçlar:
• Günlük sosyal medya kullanımının hiç olmadığını veya çok yüksek (yedi saatten fazla) olduğunu söyleyen 16-21 yaş grubundakiler, üç saate kadar kullananlara kıyasla daha düşük yaşam tatmini bildirdiler.
• Daha genç olanlar ise farklı bir sonuç sergiledi; yaşam tatminleri genellikle daha fazla sosyal medya kullanımıyla düşüş gösterdi.
Küçük Yaştakilerin Sonuçları
Bilim insanları ayrıca günümüz sosyal medya kullanımının gelecekteki yaşam tatmini üzerinde bir etkisi olup olmadığını araştırmak için 10 – 21 yaş grubundaki 17 binden fazla daha küçük bir gruba odaklandı ve yedi yıl boyunca her bir kişinin kendi bildirdiği yaşam tatmini ve kendi bildirdiği sosyal medya kullanımına ilişkin anlık görüntü veren anketlere bakıldı.
Kız Çocukları Risk Altında
Araştırma, özellikle 11-13 yaş arası kız çocukları arasında, son 12 ayda sosyal medya kullanımını arttıranların, yaşam tatmininin bir yıl sonra daha az olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar, „Çalışmalarımız tam olarak hangi bireylerin en fazla risk altında olduğunu tahmin edemese de, sosyal medya içeriğinin özü ve online etkileşimde bulundukları insanlar gibi diğer birçok faktörün de gençlerin ruhsal sağlığı üzerinde etkisi olacağı ortada. Ayrıca bazı insanlar için sosyal medyanın genel olarak olumlu bir etkisi oluyor ve arkadaşlarıyla bağlantı kurmalarını ve destek görmelerini sağlıyor.“
Yararlı mı, Zararlı mı?
Manchester Üniversitesi’nde çocuk ruh sağlığı uzmanı olan Profesör Bernadka Dubicka, „Bu ilginç çalışma, klinik uygulamada hassas ergenlerde görülen karmaşıklığı yansıtıyor ve sosyal medyanın yararlı mı zararlı mı olduğuna dair toptancı yaklaşımdan uzaklaşıyor. Sosyal medya kullanımı çocuk ve gençlerin yaşamlarında, Covid-19 pandemisi sırasında her zamankinden daha belirgin hale geldi ve özellikle daha büyük ergen kızlarda duygusal zorluklar önemli ölçüde arttı. Sosyal medyanın gençlerin hayatındaki hem zararlı hem de destekleyici rolünü anlamak için bu araştırmayı geliştirmek büyük önem taşıyor.“
Karmaşık Sonuçlar
Araştırmayı yöneten Dr. Amy Orben, „Sosyal medya kullanımı ile ruh sağlığı arasındaki bağlantı çok karmaşık ve şimdiye kadar yapılan çalışmalar da karışık sonuçlar veriyor. Beyin gelişimi ve ergenlik gibi vücudumuzdaki ve sosyal koşullarımızdaki değişiklikler, hayatımızın belirli zamanlarında bizi savunmasız bırakıyor gibi görünüyor. Artık en fazla risk altında olabileceğimizi bildiğimiz ergenlik dönemlerine odaklanabilir ve bunu gerçekten ilginç soruları keşfetmek ve çözmek için basamak olarak kullanabiliriz.“
Sosyal ve Hormonal Değişiklikler
Bilim insanları, belirli yaşlarda sosyal medyanın etkilerine karşı hassasiyetin, ergenlik sırasında beyin, hormonal ve sosyal değişikliklerle bağlantılı olabileceğini düşünüyor.
Olumlu Etki de Yaptı
Uzmanlar, sosyal medyanın, Covid pandemisi sırasında gençlerin sosyal teması sürdürmelerine de yardımcı olmak gibi olumlu etkiler sağladığını açıkladı.
Daha Fazla Araştırma Gerekiyor
Bağlantıyı tam olarak anlamak ve kanıtlamak için daha çok araştırmaya ihtiyaç olduğu belirtilen Cambridge ve Oxford Üniversiteleri ile Donders Beyin, Bilişsel ve Davranış Enstitüsü’nden araştırmacılar, daha fazla çalışma için sosyal medya şirketlerinin verilerini bilim insanlarıyla daha fazla paylaşması gerektiğini söylüyor.