Çocukların Dil Öğrenme Algoritması
Erken yaşlarda dil öğrenmenin önemi yapılan yoğun araştırmalar neticesinde kanıtlanmıştır. Dil edinimi hakkında sayısız teoriler üretilmiş, onlarca strateji geliştirilmiştir. Okullarda ve farklı kurumlarda verilen dil eğitiminin önemi pek tabii ki yadsınamaz. Dil öğretimi günümüzde anaokuldan başlamakta ve birinci yabancı dile zamanla ikinci yabancı dil de eklenmektedir. Gittikçe dijitalleşen ve globalleşen dünyada çocuklarımızın farklı dillerde iletişim kurmasını sağlamak, okuldaki eğitimin yanı sıra bizlerin de elindedir.
Yabancı dil öğrenimi anadil ediniminden çok farklı bir süreçtir. Anadil edinimi süreci doğal bir süreç olmakla beraber söz öncesi dönemi (0-12 ay), tek sözcük dönemi (1-2 yaş) ve kural öğrenme dönemi (2-5) gibi farklı evrelere ayrılabilir. Söz öncesi dönemde göz kontağı önemli unsurlardan biridir. Bebekler mırıldanma, ağlama, babıldama gibi yollar ile iletişim kurarlar. Zamanla bebeklerin çıkardıkları bu sesler bir anlam ifade etmeye başlar ve tek sözcük dönemine geçilir. 2 yaşından itibaren başlayan kural öğrenme döneminde bağlaçlar, ekler kullanılmaya ve anlaşılır cümleler ile konuşulmaya başlanır.
Anadil edinimine karşın yabancı dil öğrenimi doğal bir süreç değildir. Genelde bir başkasının desteğiyle, belirli stratejilerin ve materyallerin kullanımıyla gerçekleşir. İkinci dil öğreniminin erken yaşlarda başlamasının etkileri kendisini uzun vadede gösterir, ancak bu geç yaşlarda öğrenilen dilin iyi bir seviyeye gelmeyeceği anlamına gelmez. Bu noktada dil edinimi ve dil öğrenimi arasındaki farkı anlatmakta fayda var.
Dil edinimi, insanların sosyal iletişim yoluyla dili edindikleri ve daha sonra dili doğru bir şekilde kullandıkları bilinçaltında gerçekleşen bir süreci ifade eder. Dil öğrenimi ise genellikle sabit bir ortamda, özellikle okul ortamında elde edilen bilinçli bir öğrenme sürecidir. Dil öğrenme sürecinde, insanlar pratik kullanım yerine dilin kurallarına ve sistematik gramer, kelime bilgisi ve telaffuz vb. bilgilerin bilinçli öğrenilmesine odaklanır.
Çocukların dil gelişiminde kritik dönem diye adlandırılan belirli bir evre vardır. Kritik dönem hipotezi dil biliminde uzun süre tartışılmış bir konudur. Bu teori dil edinimi için uygun bir zaman dilimi olduğunu belirtir. Özellikle ilk yaşlarda yeterli derecede uyaranlar sunulduğu taktirde dil girdisi gerçekleşir. 3 yaş ile ergenlik dönemi arası olarak tahmin edilen bu edinme döneminde beyin öğrenme dönemine hazırlanmaktadır ve maruz kaldığı farklı diller anadil edinim sürecine benzer bir süreçte doğal bir şekilde edinilir.
Gittikçe dijitalleşen ve globalleşen dünyada çocuklarımızın farklı dillerde iletişim kurmasını sağlamak, okuldaki eğitimin yanı sıra bizlerin de elindedir.
Dil edinim sürecini özetledikten sonra çocuklarımız için uygulayabileceğimiz birkaç yabancı dil öğrenme stratejisine geçelim.
Avusturya’da yaşayan Türkler olarak çocuklarımız çift dilli yetişmekteler. Türkiye’de yaşayan çocuklara kıyasen göçmen ailelerin çocukları, yaşadıkları sorunları göz önünde bulundurmadığımız taktirde, dil açısından aslında bir sıfır önde hayatlarına başlamaktalar. Bu durumu değerlendirip, çocuklarımızın Türk ve Alman dili gelişimini desteklememiz gerekmektedir. „One parent, one language” metodu bu duruma en uygun yöntemlerden biridir. Ebeveynlerden biri iyi derecede bir yabancı dil biliyorsa, hem Türkçeyi hem de yabancı dili teşvik edebilme açısından, çocukla iletişimde olan kişilerin her biri bir dil ile iletişim kurmalı ve diğer dile geçmemelidir. Böylelikle diller karıştırılmadan çocuğa sağlıklı bir şekilde aktarılabilir. Aynı metot iki farklı yabancı dili geliştirmek için de kullanılabilinir. Örneğin çocuk anne ile Türkçe, baba ile Almanca, ve eğer ebeveynler İngilizce’ye hakim ise, ortak alanlar kullanıldığında İngilizce iletişim kurabilir. Bu yöntem pratikte her ne kadar zor olsa da, uygulanabildiği taktirde çok etkili olacaktır.
Etkili yollardan biri ise çift dilli kitaplardır. Etkinlik kitapları olarak kullanılabilen bu materyaller, çift dilde hazırlanmış olup, içerisinde resimler ve şekiller de barındırmaktadır. Böylelikle çocuk kelimeleri iki dilde okuyacak, aynı zamanda görsel örnek de görmüş olacaktır. Her gün bir kelime öğrenip, çocukla beraber o kelimeyi gün boyu tekrar edebilirsiniz. Dil öğreniminde tekrar yapmak çok önemlidir. Dikkat edilmesi gereken bir nokta, basit kelimeler ile başlanması gerektiğidir. Önce alfabeden başlayıp, sayılar, hayvanlar vs. gibi ilerlenir.
Çocuklara dil öğretirken tüm duyular kullanılabilinir. Şarkılarla dil öğrenimini destekleyebilirsiniz. Dil öğrenmenin en önemli kurallarından biri dile maruz kalmaktır. Çocukların yabancı dile maruz kaldığı bir ortam yaratılabilir, ki bu hem yukarıda bahsettiğim one parent, one language metodu ile mümkündür, hem de dijital dünyadan destek alarak mümkün kılınabilir. Ancak yaş dönemine uygun teknoloji kullanımının gerçekleşmesine dikkat edilmelidir. Aynı zamanda kullanılan yöntemlerin de yaşa uygun olması gerekmektedir.
Yabancı dil öğrenmek için geliştirilen sayısız stratejiler vardır. Kullandığımız yöntemler dili hızlı ve etkili bir şekilde öğrenmemize fayda sağlar. Anadilin önemi hiç şüphesiz yadsınamaz ancak çocuklarımızın ileriki yaşlarda farklı insanlar, kültürler ve bakış açılarını tanıyabilmeleri için, onların yabancı dil eğitimini desteklememiz gerekmektedir. Unutmayınız: „Bir dil öğrenmek, dünyaya açılan bir pencere daha demektir.“
„Bir dil öğrenmek, dünyaya açılan bir pencere daha demektir.“