“Çokdilliliğe Değer Verilmeli”
Viyana Üniversitesi Uzmanlarından Çokdilliliğin Önemine Vurgu...
Avusturya’da çocukların ve gençlerin dörtte biri Almanca’dan farklı bir konuşma diline sahiptir, bu oran Viyana’da ise yüzde 50’dir. Viyana Üniversitesi bilim insanları: “Bireylerin farklı bir anadile sahip olması, Almancalarının zayıf olduğu anlamına gelmez. Çokdillilik mutlaka bir zenginlik ve yetkinlik olarak tanınmalıdır.“
Farklı dillerin kullanımı
İstatistiklere göre “evde” Almanca dışında bir dil kullanan çocukların, muhattabına bağlı olarak farklı diller konuştukları tespit edilirken, 3000 kişiyle yapılan bir araştırmaya göre çocuk ve gençlerin özellikle akranlarıyla iletişimde, yüzde 93’ünün Almanca dilini kullandıkları ortaya çıktı.
Çok dilli öğrencilerin durumu
Viyana Üniversitesi bilim insanlarının çalışmasına göre, Almancası zayıf olan öğrencilere en büyük yardımı, çevirmen ve açıklayıcı olarak görev yapan sınıf arkadaşları tarafından yapılıyor. Genel olarak, çok dilli öğrenciler öğretim ve çeviri konusunda birçok beceriye sahipken, bu öğrenciler özellikle okulda yetilerinin değer gördüğü hissine sahip değiller.
İlk dil, diğer tüm diller için temeldir
Viyana Üniversitesi Romanistik Bölümü uzmanı ve Avusturya Uygulamalı Dilbilim Derneği başkanı Alexandra Wojnesitz: “İlk dil, diğer tüm diller için temeldir. Sonuçta, kırılgan bir temel üzerine bir ev inşa edemezsiniz. Öğrencilerin farklı ilk dilleri okulda kaynak olarak kullanılabilir. Farklı dillerin yapıları veya zaman dizilerini karşılaştırmak motive edici olabilir. Avusturya’da bunun için “Çokdillilik Müfredatı” gibi önemli bir konsept vardır. Elimizde mevcut olan bu harika konseptleri hayata geçirmeliyiz.“
Anaokuldan itibaren iyileştirme şart
Alexandra Wojnesitz: “Dil eğitiminin temelini oluşturduğu için anaokulundan itibaren iyileştirme ihtiyacı mevcut. Burada eğitimciler, çocukları en iyi şekilde nasıl tanıyacaklarını ve destekleyeceklerini öğrenmek için eğitimleri sırasında çok fazla desteğe ihtiyaç duyacaklardır. Burada çok daha iyi eğitimli pedagoglara ihtiyaç vardır.“
Kültürlerarası öğrenme ve dile duyarlı öğretim
Viyana Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı bölümünden Hannes Schweiger: “Kültürlerarası öğrenme ve dile duyarlı öğretim aslında her konuda uygulanmalıdır. Ancak bunun için öğretmenlerin uygun bir eğitime gereksinimi vardır. Bugün baktığımızda ise yeni ilkokul öğretmenliği eğitimi üzerine bir çalışmada, öğretmenlerin eğitimlerinde çokdillilikle fazla uğraşmak zorunda olmamaları düşündürücüdür.“
Almanca destek sınıflarının durumu
Hannes Schweiger: “Almanca destek sınıfları konusunda ciddi bir reform gerekiyor. Eğitim müfredatı, öğrencilerin çokdilliliğinin dikkate alınması gerektiğini öngörmelidir. Öğretmenlerden alınan geri bildirimlere ve yapılan araştırmalara göre bu, kötü genel koşullar nedeniyle mümkün değildir. Sonuçta her öğrencinin eğitimi için son derece farklı gereksinimleri mevcuttur. Diğer taraftan sınıf başına en fazla ne kadar öğrenci olacağı netleşmediği için bazı durumlarda bir öğretmen 27 öğrencili sınıflardan sorumlu olabilmektedir. Almanca destek sınıflarının oluşumunda daha fazla özerklik talebi mevcuttur. Çünkü Avusturya’ya yeni gelmiş olan veya burada doğmuş olan öğrencilerin farklı ihtiyaçları vardır ve hükümetin bu noktada hangi imkânları sunacağı da merakla beklenmektedir.“
Kaynak dillerin kullanımı
Hannes Schweiger: “Almanya’daki bazı projeler, çokdilliliğin eğitim ve öğretimi nasıl zenginleştirebileceğini gösterdi. Örneğin öğrencilerin temel dilleri, fizik veya kimya gibi dallarda konu öğretiminde de kullanıldığı yerler olarak ortaya çıktı. Bunun için, tabii ki, anadil dersi veren öğretmenler diğer alanlardaki eğitmenlerle daha yakın çalışmak zorunda kalacaklardır. Ancak şu an Avusturya’da bunun uygulanması için ciddi bir kaynak eksikliği var.“