
Son haftalarda görüştüğüm ailelerden aldığım sıkça sorulan sorulardan birtanesi: “Otizm aile de var ise sizde görülme sansı ne kadardır?”. Evet, otizm ailelerde ortaya çıkabilir. Araştırmalar, genetiğin büyük bir rol oynadığını, yani ebeveynlerden geçebileceğini gösteriyor. Bununla birlikte, çevre gibi diğer faktörler de önemlidir. Otizmli bir aile üyesine sahip olmak ihtimali artırır, ancak bu, ailedeki her çocuğun otizmli olacağı anlamına gelmez.
Otizm ve Genetik
Otizm, ailesinde bu durum olmazsa bile herhangi bir kişide gelişebilen nörogelişimsel bir durumdur.
Otizme anne veya babadan gelen tek bir gen neden olmaz, ancak büyük olasılıkla birkaç gen neden olur. Aileler arasındaki bir endişe, çocukların otizmle bağlantılı genleri miras alıp alamayacağıdır. Otizmde yer alan genetiğin karmaşık doğası sayesinde, „Otizm aileden dolayı mı görülür?“ sorusuna tek bir cevap vermek zordur.
Otizmli kişilerin sevdiklerini veya kardeşlerini tam olarak desteklemek için otizmi anlamak ve ailelerde görülme sıklığı hakkında daha fazla bilgi edinmek çok önemlidir. Burada, genetik ve otizm arasındaki bağlantı ve bunun aileler ve ebeveynler için ne anlama geldiği konusunda gerçekleri kurgudan ayırmak önemli.
Otizm spektrum durumu, sosyal katılımı, iletişim becerilerini ve bireylerin davranışlarını etkileyen nörogelişimsel bir durumdur. Şiddeti değişen çeşitli semptomlarla işaretlenir, bu nedenle yaygın olarak spektrum durumu olarak adlandırılır.
Otizmli yetişkinler ve çocuklar sosyal etkileşimlerde eksiklikler yaşayabilir, kısıtlı ilgi alanları veya tekrarlayan davranışlar gösterebilir ve sözlü ve sözlü olmayan iletişimde zorluklarla karşılaşabilirler. Bununla birlikte, her otizmli bireyin farklı olduğu ve deneyimlerin bir kişiden diğerine değişebileceği gerçeğini kabul etmek çok önemlidir.
Otizmde Genetik Faktörler
Bilimsel araştırmalar, otizmin ailelerde ortaya çıkabileceğini, ancak bunun sadece bir genden kaynaklanmadığını gösteriyor. Bunun yerine, birçok gen birlikte çalışır ve bazen yeni gen değişiklikleri (mutasyonlar) meydana gelir. Genetiğin büyük bir rol oynadığını, ancak çevre gibi şeylerin de önemli olduğunu belirtmek isterim. Araştırmalar sonucunda ortaya çıkan, otizmin %40 ila %80 oranında genetik olabileceğidir, ancak tek bir neden bulunamadı.
Araştırmalar, aynı ailede otizmli iki veya daha fazla çocuğa sahip olma şansının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bir çocuğa otizm teşhisi konması durumunda, diğer çocukların da otizmli olma riski yüksektir.
Ailenin otizmli iki çocuğu varsa, risk %30-40’a kadar çıkar ve bu rakamlar ailelerde otizm gelişiminde genetik etkilerin oynadığı rolün altını çizmektedir. Tek yumurta ikizleri tipik olarak otizm tanısı alma riski, çift yumurta ikizlerine göre daha yüksektir.
Bununla birlikte, burada belirli genetik etkilerin varlığının her zaman bir sonraki çocuğa otizm teşhisi konacağı anlamına gelmediğini belirtmekte fayda var. Bunun yerine, riski artırır. Otizmin gelişiminde genetiğin karmaşık mekanizmalarını anlamamıza yardımcı olmak için bilimsel araştırmalar devam etmektedir.
Otizm aileler içinde görülüyor gibi olsa da, ailesinin içinde otizm görülmeyen bir çocukta da gelişebileceğini kabul etmek çok önemlidir, ancak diğer etkilerin yanı sıra çevresel faktörler de riski artırabilir.
Aileler ve sevdikleri otizmin temellerini ve ailelerde ortaya çıkışını anladıklarında, otizm spektrumunda yaşayan insanların farklı deneyimlerini takdir edebilirler, böylece otizmli sevdikleri için anlayışlı ve destekleyici bir ev ortamı yaratabilirler.
Kardeşlerde Otizm
Kardeşlerde otizm: Bir kardeşin otizmi varsa, diğerinin riski %20 daha yüksektir; iki ile %32’dir. Araştırmalar, bir çocuğun otizmli olması durumunda, bir sonraki çocuğun otizmli olmayan büyük kardeşleri olan çocuklara göre bu durumla teşhis edilme şansının yaklaşık yüzde 20 daha yüksek olduğunu açıkça göstermiştir. Bir ailedeki ilk iki çocuğa otizm teşhisi konulursa, risk yüzde 32’ye yükselir.
Bu istatistikler aydınlatıcıdır, ancak otizm semptomları ve şiddeti bir çocuktan diğerine değişebileceğinden, çocuk yetiştirme veya otizmli kardeşlere sahip olma deneyimlerinin tam resmini sağlamaz.
Çevresel Etkilerin Etkisi
Çevresel faktörler, stres, enfeksiyonlar ve toksik maddelere maruz kalma gibi bir çocuğa otizm teşhisi konma şansını artırabilecek dış değişkenlerdir.
Özellikle ilk üç aylık dönemde kimyasallara ve hava kirliliğine aşırı maruz kalmak, bir çocuğun otizmle doğma olasılığını artırabilmektedir. Hamilelik sırasında diyabet, obezite ve diğer durumlar da otizm teşhisi konma riskini artırabilir.
Ek olarak, bazı doğum öncesi maruziyetler ve davranışlar, alkol tüketimi, sigara içme ve pestisitlere, alev geciktiricilere ve diğer bazı kimyasallara maruz kalma dahil olmak üzere yüksek otizm riskini arttırır.
Otoimmün durumlar veya enfeksiyonlar nedeniyle ortaya çıkabilen doğum öncesi bağışıklık aktivasyonu, çocuğun otizm geliştirme riskinin artmasına da bağlıdır. Annenin talidomid ve valproik asit gibi ilaçlara maruz kalması, çocuğun daha sonraki yaşamında otizm teşhisi alma şansının artmasına da yol açabilir.
Doğum Öncesi Faktörlerin Otizm Üzerindeki Etkisi
Genetik kuşkusuz otizm riskini artırsa da, doğum öncesi strese maruz kalma ve anne enfeksiyonları gibi çevresel faktörlerin etkileri, değerli bilgiler sağladıkları için göz ardı edilmemelidir.
Bununla birlikte, otizmin gelişiminde çevre ve genetik arasındaki etkileşimlerin karmaşık doğasını daha iyi anlamamıza yardımcı olmak için ek araştırmalar yapılmaktadır.
DNA ebeveynlerden çocuklarına geçer, bu da bireylerin neden ebeveynlerine ve diğer akrabalarına benzediğini, aile geçmişine bağlı olarak sağlık koşullarına yatkın olduğunu ve hatta ebeveynleri ve / veya diğer aile üyeleriyle benzer davranışlar veya tavırlar sergilediğini açıklar.
Nörogelişimsel durumların çoğu büyük bir genetik bileşene sahiptir, ancak farklı tanıların spesifik belirtileri ve semptomları, çevresel etkiler nedeniyle bir kişiden diğerine farklılık gösterebilir.
Bir ailedeki bir bireyin bir tanısı veya özelliği olduğunda, aile üyelerine aynı durum teşhisi konmamış bir kişiye kıyasla aynı durumla teşhis edilme olasılığınız yüksektir. Ayrıca, size bir akıl sağlığı sorunu teşhisi konma olasılığı, o akrabanıza ne kadar yakın olduğunuza bağlı olarak artar.
Örneğin, bir akıl sağlığı durumunu kardeşinizle paylaşma olasılığınız, bir amca, teyze veya kuzenle olduğundan daha yüksektir, çünkü bir ebeveynle geniş aile üyelerinden daha fazla ortak genetiğiniz vardır.
Bir ebeveyne akıl sağlığı sorunu teşhisi konulursa, bu her zaman çocuklara da aynı sorunun teşhisi konacağı anlamına gelmez. Genetik doğası gereği karmaşıktır, ancak çevresel etkiler de genlerin kendilerini nasıl sunduğunu etkileyebilir. Kişinin genlerinin tezahürü çevresel faktörlere bağlı olarak değiştiğinde buna epigenetik denir.
Kuzeni otizmli ise çocuğunuz otizimli olur mu?
Otizimli bir kuzenin olması şansı biraz artırır, ancak çocuğunuzun otizimli olacağını garanti etmez. Otizmin genetik bir bileşeni vardır, ancak diğer birçok faktör olasılığını etkiler.
———————————
Doç. Dr. Sebiha Ünal Hakkında; Klinik Psikolog, otizm- ve ilişki uzmanıdır, Türkiye ve Avrupa’da otizm üzerine bilimsel araştırma ve farklı çalışmalarda bulundu ve hala bulunmakta. Şu an Hollanda, Belçika ve Türkiye’de kendi Otizm Uzmanlık Merkezleri ve Otizm Akademisi’nde (AECSU-AASU) tedavi ve eğitim veriyor. Kendi yaptığı bilimsel araştırmalar ve çalışmalar sonucunda pozitif bakış açısının otizmli kişilerde ne kadar güzel sonuçlar getirdiğini gördü ve bu yüzden uzmanlık alanını pozitif psikoloji ile geliştirdi ve kendi geliştirdiği yöntem olan Pozitif Zihin Yöntemi (PZY) ile Türkiye, Hollanda ve Belçika’da da bulunan Otizm Uzmanlık Merkezleri’nde şimdiye kadar 8000’in üzerinde otizm uzmanı yetiştirdi, yetenekleri vurgulamanın ve bunlara yönelmenin otizmin zayıf yönlerinden daha da önemli olduğunu düşünüyor.
Daha fazla bilgi ve iletişim için:
info@autismexpertisecenter.com
www.autismexpertisecenter.com
instagram: drsebihaunalofficial