AVUSTURYASAĞLIK

Otizm ve Bağımlılık Arasındaki Gizli Bağlantı

Otizm ve bağımlılık iki karmaşık ve sıklıkla yanlış anlaşılan konulardır. Otizm, sosyal etkileşimi, iletişimi ve davranışı etkileyen gelişimsel bir bozukluktur. Bağımlılık ise, olumsuz sonuçlara rağmen kompulsif ilaç arayışına ve kullanımına yol açan kronik bir beyin hastalığıdır. İkisi ilgisiz görünse de, son araştırmalarımız otizm ve bağımlılık arasında bir bağlantı olduğunu göstermiştir.

Bağımlılık Nedir?
Bağımlılık, beynin ödül, motivasyon ve hafıza sistemlerini etkileyen kronik bir beyin hastalığıdır. Olumsuz sonuçlara rağmen kompulsif ilaç arayışı ve kullanımı ile karakterizedir. Bağımlılık, beyin kimyasındaki değişiklikler, değişen davranışlar ve bozulmuş yargı dahil olmak üzere bir birey üzerinde birçok fiziksel ve psikolojik etkiye sahip olabilir. Bağımlılık ayrıca sosyal izolasyona, finansal problemlere, yasal sorunlara ve diğer olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bağımlılık tedavisi tipik olarak ilaçların, davranışsal terapinin ve destek gruplarının bir kombinasyonunu içerir.

ähnliche Artikel

Bağımlılık ve Otizm Arasındaki Bağlantı Nedir?
Son zamanlarda yapılan çalışmalar otizm ve bağımlılık arasında net bir bağlantı kurmuştur.
İşte bulgularımızdan bazıları:

Daha yüksek risk
Araştırmalarımız otizmli kişilerin genel popülasyona kıyasla bağımlılık geliştirme riskinin daha yüksek olduğunu göstermiştir. Örneğin, bir çalışma, otizmli yetişkinlerin, otizmi olmayanlara göre madde bağımlılığı öyküsüne sahip olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu göstermiştir.

Başa çıkma mekanizmaları
Bir teori, otizmle ilişkili sosyal zorlukların, bireylerin başa çıkmanın bir yolu olarak uyuşturucu veya alkole yönelmelerine neden olabileceğidir. Örneğin, iletişim ve arkadaş edinme ile mücadele eden otizmli insanlar, yalnızlık ve endişe duygularını hafifletmek için uyuşturucu veya alkol kullanabilirler.

Beyin kimyası
Beyin kimyası ve ödül sistemlerindeki farklılıklar da otizmli bireyleri bağımlılığa karşı daha duyarlı hale getirebilir. Araştırmaya göre, otizimli bireylerin uyuşturucu veya alkole maruz kaldıklarında dopamin seviyelerinde değişiklikler yaşayabileceğini ve bu da bağımlılık geliştirme olasılıklarını artırabileceğini göstermektedir.
Ailelerin ve bakıcıların otizm ve bağımlılık arasındaki bu bağlantının farkında olmaları çok önemlidir. Otizmli bireyleri davranış veya ruh halindeki değişiklikler gibi bağımlılık belirtileri açısından izleyerek, profesyoneller erken müdahale edebilir ve madde bağımlılığı ile ilişkili olumsuz sonuçları önleyebilir. Bu, bilişsel-davranışçı terapi veya sosyal beceri eğitimi gibi otizmli kişilerin benzersiz ihtiyaçlarına göre uyarlanmış özel tedaviyi içerebilir.
Otizmli insanlar neden bağımlılık geliştirebilir?

Son zamanlarda yapılan araştırmalar, otizmli olan kişilerin genel popülasyondan daha fazla bağımlılık geliştirmeye duyarlı olabileceğini göstermiştir. Bunun nedenlerinden bazıları şunlardır:

Duygusal düzenleme
Otizmli bireyler duygularını düzenlemekte ve stresi yönetmekte zorluk çekebilirler, bu da madde bağımlılığı gibi kendi kendine ilaç verme davranışlarına yol açabilir. Örneğin, otizmli bazı insanlar ezici duygular veya kaygı ile başa çıkmak için alkol veya uyuşturucu kullanabilirler.

Sosyal zorluklar
Otizmli birçok insan, ilişki kurma ve sosyal izolasyon konusunda zorluk çeker. Bu sosyal destek ve bağlantı eksikliği, bağımlılık riskini artırabilecek yalnızlık ve depresyon duygularına katkıda bulunabilir. Örneğin, sosyal aktivitelerden dışlanmış hisseden otizmli bireyler, yetersizlik duygularıyla başa çıkmanın bir yolu olarak maddelere yönelebilirler.
Bununla birlikte, otizmli tüm bireylerin bağımlılık geliştirmeyeceğine dikkat etmek önemlidir. Bağımlılık, genetik, çevresel ve psikolojik faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklanan karmaşık bir durumdur. Bu nedenle, otizm ve bağımlılık arasındaki ilişkiyi tam olarak anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Otizmli bireylerde bağımlılık için potansiyel risk faktörlerini tanımak, ek destek veya müdahaleden yararlanabilecek kişilerin belirlenmesine yardımcı olabilir. Örneğin, hem otizm hem de bağımlılık teşhisi konmuş olanlar, her iki durumu da aynı anda ele alan özel tedaviye ihtiyaç duyabilirler. Otizmli bireylerin karşılaştığı benzersiz zorlukları anlayarak, genel refahlarını ve yaşam kalitelerini daha iyi destekleyebiliriz.
Çalışmamız, otizmi olan bireylerin genel popülasyondan daha fazla bağımlılık geliştirme riski altında olduğunu bulmuştur. Bu, sosyal etkileşim ve iletişimdeki zorluklardan kaynaklanıyor olabilir, bu da izolasyon duygularına ve destek eksikliğine yol açabilir. Ek olarak, otizmi olan bireyler, kendi kendine ilaç verme davranışlarına yol açabilecek duyusal sorunlarla mücadele edebilir.

Otizmli insanlar arasında yaygın bağımlılıklar
Bağımlılık birçok şekilde olabilse de, otizmli olan bireyler arasında daha yaygın olabilecek bazı madde ve davranış türleri vardır.

Video oyunları
Araştırmalar, video oyunu bağımlılığının otizmli insanlar arasında genel popülasyondan daha yaygın olduğunu göstermiştir. Bu, kısmen, otizmli bireyler için rahatlık ve öngörülebilirlik duygusu sağlayabilen birçok video oyununun tekrarlayan doğasından kaynaklanıyor olabilir.

Gıda
Gıda bağımlılığı da otizmli bireyler arasında daha yaygındır. Otizmli bazı insanlar yeme alışkanlıklarını düzenlemekte zorluk çekebilir veya yemeye istekli oldukları sınırlı bir yiyecek yelpazesine sahip olabilirler. Bu, aşırı yemeye veya olumsuz sağlık sonuçlarına yol açabilecek belirli yiyecek türlerine güvenmeye neden olabilir.

Reçeteli ilaçlar
Otizmli bazı bireyler, özellikle anksiyete veya diğer zihinsel sağlık koşullarını tedavi etmek için kullanılanlara reçeteli ilaçlara bağımlılık geliştirebilir. Bu, kısmen, bu ilaçların duyusal sorunlar veya kaygı ile mücadele eden otizmli bireyler üzerinde sahip olabileceği sakinleştirici etkiden kaynaklanıyor olabilir.
Aileler ve bakıcıların otizmli bireylerde bağımlılık için bu potansiyel risk faktörlerinin farkında olmaları önemlidir. Bağımlılık belirtilerini izleyerek ve uygun destek ve tedavi sağlayarak, madde bağımlılığı ile ilişkili olumsuz sonuçların önlenmesine yardımcı olabilir ve otizm spektrumundakiler için genel refahı teşvik edebiliriz.
Otizmi olan tüm bireylerin bağımlılık geliştirmeyeceğini ve bağımlılığı olan tüm bireylerin otizmi olmadığını belirtmek önemlidir. Bununla birlikte, ikisi arasındaki potansiyel bağlantıyı anlamak, aile ile birlikte ortaya çıkan bozuklukları olan bireyleri daha iyi tanımlamasına ve tedavi etmesine yardımcı olabilir.

Doç. Dr. Sebiha Ünal: “Siz veya sevdiğiniz biri otizm ve bağımlılıkla mücadele ediyorsa, profesyonel yardım almak önemlidir. Sonuç olarak, otizm ve bağımlılık arasındaki bağlantı karmaşık olsa da, potansiyel bağlantıyı anlamak, aile ve bakıcı ile birlikte ortaya çıkan bozuklukları olan bireyleri daha iyi tanımlamasına ve tedavi etmesine yardımcı olabilir. Otizm ve bağımlılığı olan bireylerin, benzersiz ihtiyaçlarını ve güçlü yönlerini dikkate alan bireyselleştirilmiş tedavi almaları önemlidir.”

 

Doç. Dr. Sebiha Ünal Hakkında; Klinik Psikolog, otizm- ve ilişki uzmanıdır, Türkiye ve Avrupa’da otizm üzerine bilimsel araştırma ve farklı çalışmalarda bulundu ve hala bulunmakta. Şu an Hollanda, Belçika ve Türkiye’de kendi Otizm Uzmanlık Merkezleri ve Otizm Akademisi’nde (AECSU-AASU) tedavi ve eğitim veriyor. Kendi yaptığı bilimsel araştırmalar ve çalışmalar sonucunda pozitif bakış açısının otizmli kişilerde ne kadar güzel sonuçlar getirdiğini gördü ve bu yüzden uzmanlık alanını pozitif psikoloji ile geliştirdi ve kendi geliştirdiği yöntem olan Pozitif Zihin Yöntemi (PZY) ile Türkiye, Hollanda ve Belçika’da da bulunan Otizm Uzmanlık Merkezleri’nde şimdiye kadar 600’ün üzerinde otizm uzmanı yetiştirdi, yetenekleri vurgulamanın ve bunlara yönelmenin otizmin zayıf yönlerinden daha da önemli olduğunu düşünüyor.

Daha fazla bilgi ve iletişim için:
info@autismexpertisecenter.com
www.autismexpertisecenter.com

instagram: drsebihaunal

ähnliche Artikel

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert