POLİTİKARÖPORTAJ

‘‘Siyasi Baskının Haddinden Fazla Olduğu Bu Süreçte Hukuk Devleti Kazandı’’

Dr. Kâzım Yılmaz: “Türk toplumunun üstüne sistematik bir şekilde gidildiğini anlamak için bilge olmak gerekmez”

Sayın Yılmaz, okuyucularımıza kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

Göçmen bir Türk ailesinin en küçük oğluyum. Vorarlberg’de liseyi bitirdim ve daha sonra İnnsbruck’ta hukuk tahsili yaptım. İlaveten ticaret hukuku eğitimi ve hukuk doktorası bitirdim. Bu eğitimlerden sonra Avusturya’nın en tanınmış hukuk bürolarının birinde avukatlık yaptım. Dünya genelinde iş yapan bir sanayi grubundan iş teklifi aldım ve oraya geçiş yaptım. Sonunda 2014’te kendi hukuk büromu kurdum ve çocukluk hayalimi gerçekleştirmiş oldum.

Neden avukat oldunuz?

Henüz ilkokulda, hiç kimsenin bana ve aileme birşey yapamaması için, kendimde çok bilgiyi taşıyacağım bir meslek istediğimi biliyordum. Benim için bu mesleğin avukatlık olduğunu anladım.

Siz aynı zamanda “Zusammen:Österreich – Birlikte:Avusturya“ elçisisiniz . Bu nasıl oldu ve ne tür tecrübeler edindiniz?

Şimdiki Başbakan ve “Zusammen:Österreich“ projesini hayata geçiren Sebastian Kurz, o zaman entegrasyondan sorumlu müsteşardı, bana bu projeyi, entegrasyon elçisi olarak desteklemek isteyip istemediğimi sordu. Böylece öğrencilerle yapılan konuşmalarda ön yargılar yıkılır, motivasyon sağlanırdı. Başarılmış bir entegrasyon modeli olarak işlev görebilirsem sevinirim diye düşündüm. Çünkü çocuk ve gençler ülkemizin geleceğidir. Bundan dolayı bu önemli entegrasyon konusunu tam da onlarla konuşmak daha da önemlidir.

Presse Gazetesi’nin de yazdığı gibi Anayasa Mahkemesi’nin çifte vatandaşlık ile ilgili verdiği kararın mimarısınız. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Binlerce insana (Avusturya genelinde yaklaşık 60.000) yardım edebildiğimize seviniyorum. Sahip olduklarını kaybetmekten korkmak zorunda olan insanlar; onlarca yıldır toplumumuza önemli katkı sağlayan insanlar; kendilerine suç istinat edilmesini istemeyen insanlar; düzgün vergisini ödeyen insanlar; Avusturya’da kendini evinde hisseden insanlar. Onlarca yıldır yaşam merkezi Avusturya’da olan, Avusturya’da doğup büyüyen ve bu nedenle başka vatanı olmayan ve tanımayan binlerce Avusturyalı.

Yalnız binlerce Avusturyalı’ya yardım etmedik, aynı zamanda ülkemiz için önemli bir katkı sağladık, bundan gururluyum. Yoksa böyle bir gidişin sonuçları hem binlerce mağdur Avusturyalı, hem de ülkemiz için büyük bir dezavantaj olacaktı.

Vergi gelirleri ve kaynaklar, ne ülkemiz ne de binlerce Avusturyalı’ya faydası olacak bir iş için kullanıldı. Örneğin bu tespit işlemi için yalnız Viyana kurumlarında 30’yakın yeni görev yeri açıldı. Düşünüldüğünde insanların elinden vatandaşlığı geri alan ve her bir oturum başvurularını incelemek zorunda kalacak olan aynı makam için gereksiz ve daha çok miktarda vergi gelirleri kaybolacaktı, buna İş Piyasası Kurumu (AMS) eklenecekti, mahkemeler ve tapu daireleri birçok durumda bu sorunla uğraşmak zorunda kalacaktı. Gider ve vergilerini ödeyen insanlar bu şartlar altında sosyal yardım alanlara dönüşecekti. Bu da birçok alanda kaos anlamına gelirdi.

Ayrıca entegrasyon için de böyle bir yöntem düşündürücü ve zarar verici. ‚Türk Toplumu‘ diye adlandırılan grubun da mutlaka entegrasyon eksiklikleri var. Bununla ilgili eleştiriler birçok alanda kesinlikle haklı. Lakin, kendini Avusturyalı olarak gören, mükemmel şekilde uyum sağlamış, burada doğup büyümüş, burada üniversiteye gitmiş ve toplumumuza önemli katkı sağlamış kişiler dışlanırsa bu toplumumuzu bölmek isteyenlerin değirmenine su taşımış olur. Bir hukuk devleti kendi vatandaşını dışlayamaz ve iki farklı ölçüde davranamaz. Avusturya hükümetinin bir topluluğa çifte vatandaşlığı kanunen vermeyi düşünüp, diğer bir etnik gruba haksız ve “tuhaf“ bir vatandaşlık listesine dayanarak bu insanları suçlaması ve genel şüphe altında bırakması kabul edilemez. 2017 Avusturya seçimlerinde ortaya çıkan bu “tuhaf“ Excel-Listesi Avusturya’da belli bir etnik topluluğun uğradığı artan ayrımcılığın sadece bir ucudur. Yine kısa zaman önce aynı etnik grubun bir videoda (E-Card Videosu) asılsız şekilde sahtekârlıkla suçlanmasına şahit olduk. Bu grubun üstüne sistematik bir şekilde gidildiğini anlamak için bilge olmak gerekmez. Tam da burada Anayasa Mahkemesi, anayasanın ve hukuk devletinin ayrıca temel ve vatandaşlık haklarının koruyucusu olarak özellikle hassas davranmalı ve hukuk devletimizin en yüksek prensiplerini korumalı ve onları yüksek tutmalıydı. Anayasa Mahkemesi işte tam bunu yaptı. Avusturya hukuk devletiyle gurur duyuyorum.

Sürecin başından itibaren davanızda haklı bulunacağınızdan emin miydiniz?

Özellikle siyasi baskının haddinden fazla olduğu bu süreçte hukuk devleti kazandığı için seviniyorum. Böyle bir yöntemin anayasaya uygun olmadığını düşünerek, hukuk devleti prensiplerinin üstün tutulduğuna hep inandım. Biz daima inandığımız birşey için mücadele ettik. Devletimizdeki insanlar için mücadele ettik ve kazandık.

Mağdurlara tavsiyeniz nedir? Pasaport ve(ya) vatandaşlıklarını kaybeden insanların durumu ne olacak?

Özellikle bu kadar önemli bir meseleyle ilgili olduğu için her birine, konuya hakim olan hukuk uzmanlarına danışmalarını tavsiye ederim.

ähnliche Artikel

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert