AVUSTURYADÜNYAMANŞETPOLİTİKA

AVUSTURYA’YA ÇOK SERT ELEŞTİRİLER

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty) 2021 Raporunu Yayımladı

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty), dünya genelinde insan haklarının durumunu değerlendirdiği yıllık raporunu yayımladı. Uluslararası Af Örgütü 2021/22 Raporu: Dünyada İnsan Haklarının Durumu, adlı bu raporda varlıklı devletlerin 2021’de dev şirketlerle işbirliği halinde, insanları boş sloganlar ve Covid-19 sonrası adil bir iyileşme süreci izleneceğine ilişkin asılsız vaatlerle aldattığı ve bunun günümüzün en büyük ihanetlerinden biri olduğu belirtildi. Raporda Avusturya için de ciddi eleştiriler yer aldı.

Önemli Reformlar Uygulanmadı
Avusturya’da hükümet, önemli insan hakları reformlarını duyursa da bunlar henüz uygulanmadı. Reformlar arasında bilgi edinme özgürlüğü yasası oluşturulması, resmi gizliliğin kaldırılması, tedbirlerin uygulanmasında temel reformlar yer alıyor.

Avusturya’ya Eleştiriler
Raporda, kamuya açık toplantıların yasaklanması, barışçıl toplanma hakkı üzerinde orantısız kısıtlamalar, polisin kötü muamelesi iddiaları ve bu iddiaların 2021’de etkin bir şekilde soruşturulmaması eleştirildi. Hükümetin Ocak 2020’de ilan edilen polis şiddetini tespit etmek için bağımsız bir soruşturma organının kurulması vaadi de hala hayata geçmedi.

Sosyal Yardımlar Yetersiz Kaldı
Avusturya’da Covid-19 salgını, sosyal güvenliğin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Ama bazı eyaletlerde sosyal yardımlar eksik kaldı ve yeterli konut hakkı gerektiğince korunmadı.

Mültecilere Haksızlık
2021’de Avusturya’daki sığınma politikası, sığınmacıların haksız sınır dışı edilmeleri ve yasadışı geri itilmeleri ile ön plana çıktı. Afgan vatandaşları, Taliban’ın Ağustos ayında iktidara gelmesinden kısa bir süre öncesine kadar Afganistan’a sınır dışı edilmeye devam etti.

Bakıcılara Ayrımcılık
Avusturya’da çoğunlukla evde yaşlı insanlara bakan, neredeyse 24 saat görev yapan bakıcılar (çoğu göçmen kadınlar), güvencesiz çalışma koşullarıyla karşı karşıya kalıyor. Düşük maaş alıyorlar, yeterince dinlenmeden fazla mesai yapmak zorundalar ve çoklu ayrımcılık nedeniyle sosyal yardımlara erişimde de güçlüklerle karşılaşıyorlar.

Kadın Cinayetleri
Avusturya’da kadın cinayetlerinin sayısı yüksek kaldı. 2021’de de yetkililer, kadınların destek hizmetlerine erişimini kolaylaştırmak ve iyileştirmek için yeterli fon ayırmadı.

‘Siyasi Liderler ve Dev Şirketler İnsanları Yüzüstü Bıraktı’
Uluslararası Af Örgütü (Amnesty), ‘Dünyada İnsan Haklarının Durumu Raporu’ ile siyasilere ve dev şirketlere çok ağır eleştirilerde bulundu. İşter raporda ön plana çıkan başlıklar ve ayrıntılar…

Tehlikeli Kâr Hırsı, Acımasız Bencillik
Rapor, bu devletlerin ve dev şirketlerin esasen küresel eşitsizlikleri daha da artırdığını tespit ediyor. Tehlikeli kâr hırsı ve acımasız ulusal bencilliğin yanı sıra dünya genelinde hükümetlerin sağlık ve kamu altyapısına yönelik ihmalinin temel sebeplerini ayrıntılarıyla açıklıyor.

Yakıcı Bir Miras Bırakıldı
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, “2021 bir iyileşme ve toparlanma yılı olmalıydı. Ama aksine, daha derin eşitsizliklerin ve daha büyük bir istikrarsızlığın kaynağı oldu ve gelecek yıllara yakıcı bir miras bıraktı” dedi.
Callamard ayrıca: “Liderler art arda pandeminin etkilerini ağırlaştıran köklü eşitsizliklere dair ‘daha iyisini inşa etme’ vaatlerini sıraladı. Ama gerçekte dev şirketlerle işbirliği içinde trajik bir ihanet ve açgözlülük oyunu oynadılar. Bu tüm dünyada böyle olsa da en çok zarar görenler, kalıcı yoksulluğun ön saflarında olanlar dahil en şiddetli biçimde ötekileştirilen topluluklar oldu.”

„Sosyal medya şirketleri yüksek kazanç getiren algoritmalarının pandemiyle ilgili zarar veren bilgileri yaymak için kullanılmasına izin vererek, sansasyonel ve ayrımcı söylemlerin hakikate üstün gelmesini sağladı.“ Agnès Callamard

Bencil Milliyetçilik ve Açgözlülük
Sadece kendini düşünen milliyetçilik ve şirketlerin açgözlülüğü aşıların başarısına gölge düşürdü. Covid-19 aşılarının hızla piyasaya sürülmesi bilimsel açıdan sihirli bir çözüm gibi göründü ve herkese pandeminin sona ereceği umudu verdi.
Buna karşılık, 2021’de tüm dünyayı tamamen aşılamaya yetecek kadar üretim yapılmasına rağmen yıl sonu itibariyle düşük gelirli ülkelerde yaşayanların %4’ünden azı tam olarak aşılanabilmişti.
Agnès Callamard, “Siyaset ve ekonomi liderleri etkileyici konuşmalar yaparak, aşıya erişimde büyük değişimler getirecek, sosyal koruma hizmetlerine yatırımları artıracak ve iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele edecek politikaları destekler göründü. Büyük ilaç ve teknoloji şirketleri, kurumsal sorumlulukla ilgili sözler sarf etti. Dönüm noktası niteliğindeki bu devinim içinde sahne, toparlanma ve daha eşit bir dünya adına somut ve anlamlı değişimlere hazırlandı. Fakat eşitsizlikleri daha da artıran politika ve uygulamalara geri dönerek bu fırsatı heba ettiler. ‘Zengin Çocuklar Kulübü’ kamuoyu önünde, özel görüşmelerinde vazgeçecekleri sözler verdiler.”

Varlıklı Ülkeler Ne Yaptı?
“AB üye ülkeleri, Birleşik Krallık ve ABD gibi varlıklı ülkeler, büyük ilaç şirketlerinin daha geniş çaplı aşı dağıtımını mümkün kılmak üzere teknolojilerini paylaşmayı reddederek kârlarını insanların önüne koymasına göz yumarken, bir yandan da ihtiyaç duyduklarından fazla aşı stokladı. 2021’de Pfizer, BioNTech ve Moderna 54 milyar ABD Dolarına varan akıl almaz kârlar öngörmelerine rağmen ürettikleri aşıların %2’sinden azını düşük gelirli ülkelere verdi.”

„Birçok hükümet 2021’in zorluklarının en iyi nasıl üstesinden gelineceğini tartışmaya alan açmak yerine, eleştirel sesleri bastırma çabalarını artırdı.“ Agnès Callamard

Yanlış Bilgiler Yayıldı
“Pandemiden çıkış çabalarını kâr için zayıflatan dev şirketler yalnızca büyük ilaç şirketleri değildi. Facebook, Instagram ve Twitter gibi sosyal medya şirketleri de Covid-19’la ilgili yanlış bilgilerin yayılmasına zemin sağladı ve aşı tereddüdünün artmasına yol açtı. Bazı siyasi liderler yanlış bilgilerin “süper yayıcısı” olarak hareket etti ve kendi siyasi kazançları uğruna güvensizlik ve korkuya sebep oldular.”
Agnès Callamard, “Sosyal medya şirketleri yüksek kazanç getiren algoritmalarının pandemiyle ilgili zarar veren bilgileri yaymak için kullanılmasına izin vererek, sansasyonel ve ayrımcı söylemlerin hakikate üstün gelmesini sağladı. Yanlış bilgilerden bu boyutlarda bir kazanç elde etmeleri ve bunun milyonlarca insanın hayatı üzerindeki etkileri, ortada bu şirketlerin hesap vermesi gereken ciddi bir durum olduğu anlamına geliyor” dedi.

Bedeli Kim Ödedi?
Callamard, “Dünyanın birçok ülkesinde, ayrıcalıklı bir azınlığın bilinçli politika seçimlerinin en yüksek bedelini halihazırda ötekileştirilen gruplar ödedi. Sağlık ve yaşam hakkı çok geniş çapta ihlal edildi, milyonlarca kişi geçim sıkıntısına mahkum edildi, birçoğu evsiz bırakıldı, çocuklar eğitime erişemedi ve yoksulluk arttı. Pandemiye küresel bir müdahale oluşturma konusundaki başarısızlık, daha büyük çatışmalara ve adaletsizliğe zemin hazırladı. Artan yoksulluk, gıda güvencesizliği ve hükümetlerin muhalefeti ve protestoları bastırmak için pandemiyi araçsallaştırmasının tohumları 2021 yılında ekildi. Bu tohumlar aşı milliyetçiliği ile sulandı ve zengin ülkelerin açgözlülüğü ile beslendi.”

Bağımsız Sesler Bastırıldı
Raporda ayrıca, “Bağımsız seslere en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemde muhalefeti bastırmayı amaçlayan geriye dönüş eğilimi güçlendi. Hükümetlerin gittikçe çeşitlenen yöntemleri ve taktikleri devreye sokmasıyla birlikte 2021’de bağımsız ve eleştirel sesleri susturmaya yönelik küresel eğilim hız kazandı. İnsan hakları savunucuları, sivil toplum örgütleri, basın kuruluşları ve muhalefet liderleri hukuka aykırı tutuklama, işkence ve zorla kaybetmelerin hedefi oldu. Yapılanların birçoğu pandeminin getirdiği durumdan faydalanılarak gerçekleştirildi.

„Dünya liderleri köklü eşitsizliklerle mücadele etmek için Covid-19 sonrası adil bir iyileşme süreci izleneceğine ilişkin asılsız vaatlerde bulunarak, güç ve kâr biriktirmek adına dev şirketlerle işbirliği yaptı.“ Agnès Callamard

Güç Sahiplerine Karşı Durulmalı
Raporda, “2021’de güç sahipleri, insanlığa yönelmiş en büyük tehditlerle mücadele etme kararlılığı ve hayal gücünden yoksundu; ancak temsil etmeleri gereken insanlar için aynısı söylenemez. Dünyanın dört bir yanında genç ve yerli aktivistler, iklim krizine müdahale etmedikleri için liderlere meydan okudu. Uluslararası Af Örgütü’nün de aralarında bulunduğu sivil toplum örgütleri temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrede yaşama hakkının tanınması için çok ciddi ve başarılı lobi faaliyetleri yürüttü.

Küresel Dayanışma Çağrısı
Agnès Callamard, „Liderler ve büyük şirketler, neredeyse her fırsatta, aksi yöndeki sözlerine ve vaatlerine rağmen dönüştürücü olmayan yolları tercih ederek, pandeminin ardındaki sistemsel eşitsizlikleri ortadan kaldırmak yerine daha da kalıcı hale getirmeyi seçti. Buna rağmen, dünyanın dört bir yanında insanlar, insan haklarına dayanan daha adil bir dünya istediklerini açık ve net bir biçimde ortaya koydu. Dünya genelindeki hareketlerin sergilediği somut ve kararlı direnç bir umut ışığıdır. Bu insanlar korkmadan ve yılmadan, daha eşit bir dünya çağrısı yapıyor. Eğer devletler daha iyisini inşa etmeyeceklerse -daha kötüsünü etmeye niyetli görünüyorlarsa- çok az seçeneğimiz kaldı demektir. Bizi susturmaya çalışan her girişimle mücadele etmeli ve tüm ihanetlerine karşı durmalıyız. Bu nedenle, gelecek haftalarda, dünyadaki hareketlerle küresel bir dayanışma kampanyası başlatıyoruz. Bu kampanya ile protesto hakkında saygı gösterilmesi için çağrıda bulunacağız. Ülke liderleri yapmasa da bizler küresel dayanışmayı inşa etmek ve büyütmek zorundayız.“

ähnliche Artikel

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert