Bilgi Kirliliğine Dikkat
Toplumsal önem taşıyan ve insanların hayatlarını doğrudan etkileyen konularda fikir ayrılıklarının ve çeşitli bakış açılarının oluşması oldukça normal, hatta sağlıklı olan da budur.
Fakat geçtiğimiz haftalarda özellikle hükümetin COVİD-19 ile mücadele kapsamındaki önlem ve uygulamaları hakkında toplum içerisinde oluşan bazı tutumlar şaşırtıcı.
Tehlikeli olan bir durum ile karşı karşıyayız: İki birbirine olabildiğince zıt kutup -siyah ve beyaz- ortası yok.
Böylesine aşırı ve fanatik tutumların altında ise genelde bilgi eksikliği, fazlaca yanlış bilgi ve bilgi kirliliği yatar.
Sosyal medya sağ olsun, doğru veya yanlış fark etmeksizin, haber yapıp ve sonrasında yaymak artık çok basit. Her birimiz istersek kendi çapımızda birer haber muhabiri olabilir ve farklı kanallar üzerinden bir sürü insana ulaşabiliriz.
Bu durum şu an yaşadığımız global pandemi sürecinde birçok avantajı beraberinde getiriyor, aynı zamanda her okuduğumuz veya duyduğumuz haberi mercek altına alıp belirli süzgeçlerden geçirmemizi, yani daha dikkatli olmamızı gerektiriyor.
Aksi halde ya komplo teorilerin içerisinde kaybolur her musibeti Amerikalı milyarderlere veya gizemli örgütlere bağlayabilir ya da diğer kutupta bulunup hükümetlerin getirdiği her kısıtlamaya gözü kapalı itaat ederiz.
Her iki durum da sağlıklı bir bireyin içinde bulunmaması gereken ruh halleri- zira aklı selim ve sağduyulu bir şekilde sorgulayıp, düşünüp daha sonra bir karara varmak en sağlıklısı olacaktır.
Peki bu tuzaklara düşmemek için ne yapabiliriz?
Kriz zamanlarında sosyal medya ve medyadan en sağlıklı şekilde nasıl faydalanabiliriz?
Dikkat edilmesi gereken birkaç husus:
Okuduğumuz veya duyduğumuz bir haberin kaynağını mutlaka araştırmalı ve bu şekilde ciddi ve profesyonel bir haber olup olmadığını ölçüp tartmalıyız.
Haberi incelemeliyiz. Burada en önemli kriter haberin objektif yazılıp yazılmamasıdır. Bu göreceli bir durum değildir- Özellikle bir soru ile doğru kanıya varmak mümkün:
Haberde farklı bakış açılarına mı yer verilmiş yoksa baştan sona kadar hiç ‚acaba‘ bırakmadan bir fikir mi savunuluyor? Hatta diğer fikirlere hiç ışık tutulmadan baştan karalanıyor mu?
Bilimsel kaynaklar kullanılıyor mu? Özellikle bulunduğumuz durum için çok önemli bir nokta. Konumuz bir virüs ve hiçbir bilimsel altyapısı olmayan fakat yine de somut ve kesin bilgiler içeriyorsa bu haberi sorgulamakta fayda var.
Bunlar naçizane benim düşünüp kendim için yazdığım küçük bir „doğru bilgilenme rehberi“.
Bu rehbere siz de kendiniz için önemli noktaları ve hassasiyetleri ekleyebilirsiniz.
Özellikle bu yaşadığımız dönemde ruh sağlığımızı muhafaza etmek için ve bilgi kirliliğinden kendimizi korumak adına, bence üzerine düşünülmesi gereken bir konu.
Ne okuduğumuza, ne dinlediğimize ve hangi bilgilerin beynimize nüfus edip bizi etkilediğine dikkat edelim.
Bilgi ve haber denizine, aklımızı ve ruhumuzu boğulmaya bırakmayalım.