Yorgun ve yorucu geçen günleriniz olur. Depresif duygu durumu kendini böyle günlerde göstermeye başlar ve negatif düşünceler birden yoğunlaşır. Şanslıysanız ve duygu yönetimini öğrenmişseniz sonrasında kendinizi kolay toparlayabilirsiniz. Umutsuzluk öncesinde ne kadar şiddetliyse mutluluğun tadı da o kadar fazla olur. İyi hissetmeye başladıkça gerçekdışı düşüncelere nasıl kapıldığınıza anlam veremezsiniz. Ancak, iyi hissetmek ve iyi olmak arasındaki farkı kavrayamazsanız depresif duygulara tekrar girebilirsiniz. Aslında aradaki fark çok nettir. İyi hissetmek, semptomların geçici olarak ortadan kalkmasıyla mümkünken, iyi olmak ancak çekilen sıkıntılı semptomların sebeplerini anlamak, nasıl ve neden iyileştiğini bilmekle ilgilidir. Bu sayede tekrar karşılaştığınız zorlu durumlarda kendinize daha kolay yardım edebilirsiniz.
Depresif ataklardan sonra çarpıtılmış olumsuz düşüncelerin etkisi altında kalan kişi „sessiz varsayımlarla“ aklını kurcalar. Bu sessiz varsayımları ortaya çıkarmak ve mantıklı yanıtlar vermek depresyonun tekrarlamaması için çok önemlidir.
Peki, nedir bu sessiz varsayımlar? Sessiz varsayım olarak nitelendirdiğimiz şey, kişisel değerimizi tanımladığımızı düşündüğümüz bir denklemdir. Örneğin;
„Biri beni eleştirirse bu otomatik olarak bende yanlış bir şeyler olduğu anlamına geldiğinden kendimi çok kötü hissederim“,
„Tam anlamıyla bir insan sayılabilmek için seviliyor olmam gerekir. Yanımda biri yoksa, yalnız ve mutsuz olmaya mahkumumdur“,
„İnsan olarak değerim başardıklarımla orantılıdır“,
„Mükemmel olarak davranmazsam başarısız sayılırım.“
Tüm bu mantıksız varsayımlar zarar vericidir ve duygudurum bozukluklarına yol açar. Farkedersiniz ki varsayımların hepsi onaya, sevgiye, başarıya ve mükemmeliğe duyulan bağımlılığın ürünüdür. Bunlarla yüzleştikçe ve mücadele ettikçe duygusal açıdan özgürleşmiş oluruz.
Şimdi size üzüntü veren düşünceleri ortaya çıkarmak için çok güzel bir fırsat sunuyorum. Elinize hemen bir kağıt ve kalem alın ve kendinizle alakalı otomatik kötü düşüncelerinizi yazmaya başlayın. Ne zaman kendinizi yaralı hissedersiniz? Ne zaman enerjiniz düşer?
Sonrasında kendiniz için şu soruları cevaplayın: „Bu otomatik düşünce gerçekten doğru olsaydı benim için anlamı neydi? Bu düşünce beni niye üzdü?“ Her yeni gelen otomatik düşünceyi yazıp altına dik ok çizin ve kendinize sorun: „Bunu doğru kabul edersek, beni niye üzdü?“ Bunu defalarca yaptığınızda sessiz varsayımla neden olan otomatik düşünce zincirini ortaya çıkarırsınız. Sonrasında ise otomatik düşüncelerinize mantıklı yanıtları yazarak bilişsel çarpıtmaları ortadan kaldırabilirsiniz. Örneğin;
Patronum benim kötü bir çalışan olduğumu düşünüyor.
„Böyle düşünseydi bu beni niye üzerdi?“
Bu benim kötü bir insan olduğum anlamına gelir, çünkü o benim patronum.
“Farz edelim kötüyüm, bunun benim için anlamı ne?“
Bu benim tamamen başarısız olduğum anlamına gelir. Hiçbir iyi yanım yok olmadığını anlarım.
„Farz edelim iyi değilim. Bu benim için ne anlama gelir?“
Bu durumu herkes duyar ve herkes benim ne kadar kötü biri olduğumu anlayacak. Hiç kimse bana saygı duymayacak.
Bunun benim için anlamı nedir?
Benim değersiz olduğum anlamına gelir.
Kendimi öyle kötü hissederim ki ölmek isterim.
Değersizlik hissinin yarattığı korkuyla zihnimiz bize birçok senaryo sunar ve sessiz bir varsayım şeklinde bunun gerçek olduğuna inanır ve ona göre bir hayat yaşamayı seçeriz. Burdaki en önemli adım ortaya çıkardığınız otomatik düşüncelere şimdi mantıklı cevaplar vermektir. Yukarıdaki belirttiğimiz son iki örneğe beraber mantıklı yanıtlar bulmaya çalışalım: Örneğin;
Bu durumu herkes duyar ve herkes benim ne kadar kötü biri olduğumu anlar. Hiç kimse bana saygı duymayacak.
Mantıklı yanıt: „Bu bir saçmalık. Bir yanlış yaptıysam eğer onu her zaman düzeltebilirim. Bir yanlış yaptım diye laflar tüm ülkeye yayılmaz. Ne yapacaklar gazeteye ilan mı verecekler?“
Benim değersiz olduğum anlamına gelir. Kendimi öyle kötü hissederim ki ölmek isterim.
Mantıklı yanıt: „Dünyadaki herkes beni onaylamasa veya eleştirse bile bu beni değersiz kılmaz, çünkü ben değersiz değilim. Değersiz değilsem değerim olmalı. O zaman şimdi neden böyle hissedeyim ki?“
En önemlisi ise her zaman her şeyin bir çözümü olduğunu asla unutmamanız gerektiği ve kendinize bunun için sunulan fırsatları değerlendirmek için zaman vermeniz gerektiğidir.
Kendi zihninize bu sorular ve cevaplarla duygusal özgürlüğü sağlayabilirsiniz.