Viyana Üniversitesi tarafından ortaokullarda sürdürülen bir araştırmaya göre Almanca destek sınıflarındaki öğrenciler kendilerini dışlanmış hissediyor.
Anketin Açılımı
Anket Mayıs ve Haziran aylarında 5 ila 9. sınıflarda okuyan öğrenciler arasında gerçekleştirildi. Bu öğrencilerin çoğunluğu Avusturya’ya aile birleşimi yoluyla gelmişti. Bazılarının geldikleri ülkede resmi eğitim kurumlarına erişimleri çok kısıtlıydı ve ana dillerinde okuma-yazma bilmiyorlardı. Bu yıl sadece aile birleşimi yoluyla Viyana’daki okullara toplam 300 civarında çocuk ve genç geldi.
Çocuklara Almanca Eğitimi Verildi
Almanca destek sınıflarında, giderek daha farklı ön deneyim ve becerilere sahip gençler yer alıyor. Bu öğrencilere dört sömestr boyunca haftada 15 ila 20 saat arasında Almanca dili öğretilmektedir. Viyana Üniversitesi’nden Susanne Schwab’a göre bu durum öğretmenleri yeni zorluklarla karşı karşıya bırakıyor.
Dışlanma, Zorluklar ve Etkileri
Susanne Schwab, görüşülen öğrenciler tarafından bildirilen dışlanma ve zorluklardan dolayı, Almanca destek sınıflarının gençlerin akademik gelişimi üzerindeki etkileri konusunda endişe duyduğunu açıkladı. Araştırmaya göre, Almanca destek sınıfındaki öğretim kalitesi ve sosyal ortam genel olarak olumlu bir şekilde değerlendirilirken, birçok genç normal sınıflarında ise kendilerini dışlanmış hissetmektedir.
Buradaki öğretmenlerle az ya da çok sınırlı bağlantıları olacak, öğretmenler ders verirken de Almanca dil becerileri daha düşük olan öğrencileri dikkate almayacak ve ayrıca performansları konusunda destek sınıfındaki öğretmenlerden daha düşük beklentilere sahip olacaklardır. Destek sınıfındaki ayrı dersler nedeniyle bu gençler diğer derslerdeki önemli içerikleri de kaçırmaktadır.
“Kimse Bizimle Konuşmuyor”
Bu araştırmaya katılan öğrenciler, “Genel sınıftaki arkadaşlarla çok az temas noktamız var; sadece el sanatları, müzik veya jimnastik gibi derslerde birlikte eğitim görüyoruz. Kimse bizimle konuşmuyor ve biz de onlarla konuşmuyoruz.” Ayrıca gençlere göre, dil becerileri ve kökene dayalı olarak gruplar arasında ‘net bir ayrım’ var.
Daha Fazla Almanca Konuşulmalı
Öğrenciler ayrıca, Almancayı iyi konuşan rol modellerin bulunmaması nedeniyle ayrı bir destek sınıfında Almancanın hızlı bir şekilde öğrenilemediği gerçeğini de dile getirdiler. Araştırmaya göre, gençler dil öğrenmenin gerekliliğinin farkındalar ve bunu sadece Almanca konuşmalarına izin verilirse daha hızlı öğreneceklerini söylüyorlar. Dil öğrenme nedenleri ise ‘diğer öğrenciler gibi olmak’ ya da aileye yardım etmek.
Okul Personelinin Yükü Artıyor
Susanne Schwab, “Araştırma sonuçları bir kez daha okul personelinin yükünün giderek arttığını gösteriyor: Öğretmenleri dilsel açıdan bu tür sınıflara hazırlayan yeterli eğitim programlarının ve uygun ders materyallerinin eksikliği söz konusu. Ayrıca Avusturya’da çok dillilik artık değerli bir kaynak olarak kabul edilmeli.”