
Karaciğer 1,5 kilo ağırlığında ve vücudun en korunaklı bölgesinde bulunmaktadır. Yaklaşık 2.000’e yakın görevi vardır ve sindirim sistemi organları içerisinde de yer almaktadır. Bundan yüzyıllar önce besinlerin sindiriminde vücutta oluşan toksinlerin dışarı atılmasında karaciğer fazla zorlanmıyordu. Çünkü besin dendiği zaman hücrelerin ihtiyacı olan vitaminleri, mineralleri, yağları, proteinleri, karbonhidratları, Koenzimleri içermektedir. Metabolize edilen besinlerden arta kalan atıklar KARACİĞERİN detox görevi veya sistemi ile zorlanmadan dışarı atılıyordu. Vücudun metabolik planlaması ve programlaması doğadaki gıdalara göre planlanmıştır. Doğada her canlı gibi insanoğlu da kendi kendine özgü sindirim sistemine uygun olarak hangi gıdalarla besleneceğini biliyordu ve o şekilde besleniyordu. Bu cümleyi biraz açacak olursak; doğada yaşayan canlılar ne yiyip ne yemeyeceğini içgüdüleri sayesinde bilir ona göre beslenirdi. Örneğin; doğal ortamda yaşayan inek, kuşlar böcekler ve yırtıcı hayvanlar tümü ne yiyeceklerini bilir. Her canlının yiyecekleri farklıdır ve bunu yaparken duyu organlarını kullanırlar. çünkü her canlının yedikleri gıdalara göre sindirim sistemi gelişmiştir.
Gıdaların doğallığının bozulması ile yani endüstrinin devreye girmesi ile birlikte, hazır, paketlenmiş, rafine edilmiş, raf ömürleri belirlenmiş gıdalar, besinlerin uzun süre dayanıklı hale gelmesi için içersine katılan katkı maddeleri, tatlandırıcılar, koruyucular, renklendiriciler gibi kimyasallar besinlerin doğal yapısını bozarak zararlı hale gelmesi ile farklı farklı hastalıklar görülmeye başlandı.
Zararlı toksinleri nerelerden alırız?
• Hastalıklardan kullanılan ilaçlar: antibiyotikler, hormonlar, ağrı kesiciler
• Dişlerde kullanılan ağır metaller (amalgan, civa gibi ürünler)
• Sularda kullanılan dezenfektan klor gibi kimyasallar
• Diş temizliğinde kullanılan florürlü diş macunları
• Son yıllarda fazla sebze meyve üretmek için kullanılan kimyasallar, pestisitler, biositler ve böcek ilaçları
• Deri yolu ile vücudumuza temas eden kişisel bakımda kullandığımız makyaj ürünleri
• Evlerimizde kullandığımız kimyasal temizlik ürünleri
• Sanayide kullanılan plastik ürünler.
Dünyamızda yıllar boyunca endüstriden sonra 100 binin üzerinde tonlarca kimyasal zehir salınmaktadır. Bu zehirlerin bir kısmı gıdalarla bir kısmı deri bir kısmı solunum yolu vücuda girer ve ortak kavşak noktası olan karaciğere ulaşarak karaciğer tarafından tutulup detox yolu ile atılır yahut atılamıyorsa karaciğere hapsedilir ve karaciğerde birikerek karaciğerin yorulmasına sebep olur.
KARACİĞERİN GÖREVİ DE İŞTE TAMDA BURADA BAŞLAR
* Karaciğer vücudun en duygusal organıdır. Karaciğer yorulursa görevlerini yapmakta zorlanır. Fazlaca yenen kırmızı etler, yağlı diğer yiyecekler, rafine hazır gıdalar, toksinler, ağır metaller, virüsler, bakteriler, parazitler, diğer kimyasallar, karaciğerin kirlenmesine ve yorulmasına sebep olur. Psikolojik ve fizyolojik denge bozulur. Normalde karaciğere gelen kan karaciğerde işlenir, arındırılır, temizlenir ve dokulara verilir. Eğer karaciğer yorgunsa Kandaki toksinler, virüsler, bakteriler, dokulara gider arındırma işlemi iyi değilse toksinler ile birlikte virüsler, bakteriler dokularda hastalıklara sebep olur.
* Yorgun bir karaciğer, Bakterilerin, virüslerin, parazitlerin üremesi için iyi bir ortamdır.
* Karaciğer kan yolu ile gelen besinleri, yağları, kimyasalları, ağır metalleri bakterileri, virüsleri, parazitleri önem sırasına göre sıralar istif eder. Karaciğer depoladığı besinleri vücudun ihtiyacına göre vücudu korumak kollamak için kana verir. Diğer taraftan vücut için zararlı olan toksinleri, ağır metalleri, ilaçları vücuda zarar vermemek için kendi bünyesine hapseder. Çünkü karaciğerin görevi organları toksinlerden ve zehirlerden ne pahasına olursa olsun korumaktır.
* Karaciğer yağları sindirir. Sindirim sistemine giren yağları bağırsak içinde ayırıp en küçük şekilde parçalayarak safra üretir ve salgısını bağırsaklara gönderir.
* Karaciğer kalbi korumak için yoğun bir şekilde kendisine gelen kanı temizler, süzer kanın yoğunluğunu azaltarak kalbe gönderir. Amaç kalbin yükünü azaltmak kalbin sağlıklı çalışmasını sağlamaktır.
* Karaciğer pankreası korur ve kollar. Pankreas vücut şekerini ayarladığı gibi (insülinle) yağları şekerleri, proteinleri, en küçük birimlerine ayıran enzimleri üretir ve sağlıklı üretilmesini sağlar.
* Pankreas vücudun (kraliçesi) en hassas ve toksinlerden en çok etkilenen organdır.
* Karaciğer vücudumuzun korunmasını sağlayan bağışıklık sistemimizi en güçlü halde tutmak için çalışır.
Tüm bu sebeplerden dolayı endüstri çağından itibaren Hemen hemen her hastalığın temelinde Karaciğer olduğunu söyleyebiliriz. Karaciğer arınmadan, karaciğer tedavi edilmeden, hastalıklardan arınmak kurtulmak oldukça zordur.
Şimdi ise bize düşen; Hastalıkları nasıl tedavi edeceğimiz ve nereden başlayacağımız. Karaciğeri nasıl koruyacağız? Yorgun olan karaciğeri nasıl iyileştireceğiz? Bunları yaparken beslenmemizi nasıl düzenleyeceğiz? Bunu yapabilmek için nelere ihtiyacımız var? Hem karaciğeri hem hastalığı birlikte nasıl bir tedavi düzenleyerek iyileştireceğiz?
Saygılarımla sağlıklı günler dilerim…
İLETİŞİM BİLGİLERİ:
http://www.recepcelik.com.tr
E-Mail: drrecepcelikalanya@gmail.com veya info@recepcelik.com.tr
Telefon: +90 242 511 07 47
Adres: ŞİFAHANE Sağlıklı Yaşam Merkezi Saray Mah. Hoca Ahmet Yasevi Cad. Ustalıoğlu Sok. Saliha Hüseyin Zamanoğlu Apt. No: 16/A Alanya / Antalya








