EĞİTİMYAZARLAR

Dilden Dile Yapılan Aktarımlar

Avrupa’da (bizim örneğimizde Almanca konuşulan coğrafyalarda) yaşayan Türklerin Türkçe konuşurken dilden dile, yani Almancadan Türkçeye yaptıkları dilsel aktarımlar (örneğin, kelime, gramer veya yapı kullanımları) veya bir dilde konuşurken diğer bir dilden kelime veya cümle alarak konuşmaları, yani düzenek değiştirmeleri (code-switching, bir dilden diğerine geçiş) önemli ve dikkati çeken dilsel olgulardır. İki veya daha fazla dil konuşabilenlerin, bir dildeki bir dilsel birimi diğer dile aktararak konuşması nedeniyle ortaya çıkan bu durum, özellikle iki dilli ortamlarda yetişen çocuklarda ve iki dile yeterince hakim olamayan yetişkinlerde sıklıkla gözlemlenmekte, ailelerde çocuklarının dil gelişimi sırasında bir sorun olup olmadığı konusunda endişelere neden olabilmektedir. Bu yazıda, yapılan dilsel aktarımların hangi boyutlarda ve ne şekilde gerçekleştiği üzerinde kısa bilgi notlarına yer verilmiştir:

  1. Kelime Düzeyinde Yapılan Aktarımlar
  • Doğrudan Kelime Alıntıları: Ağırlıklı olarak dil öğrenme sürecinde kaynak dilden erek dile veya erek dilden kaynak dile aktarım yapılır. Almanca kelimelerin Türkçeye aktarılması sık karşılaşılan bir durumdur. Özellikle gündelik yaşamda kullanılan nesneler, kavramlar ve fiiller Almanca olarak Türkçe cümle içinde kullanılır. Örneğin, „Ben bugün Termin aldım“ gibi cümlelerde „Termin“ kelimesi Almanca bir kelime olmasına rağmen Türkçe cümle içinde kullanılmış, Türkçeye uyarlanmıştır. Bu anlık gelişen bir durumdur ve konuşan kişi o an kullanması gereken kelimeyi zihninde bulamamışsa, yerine diğer dilden aktarım yaparak oluşan iletişim boşluğunu doldurur. Bu durum zamanla geçer; üzerinde durmaya, düzeltmeye çalışmak çok gerekmez. Kimi yetişkinlerde ise „kendini karşı tarafa kabul ettirme“ düşüncesiyle kasıtlı olarak yabancı dilden bir dilsel birimin aktarılması söz konusu olabilir. Bu da kişinin entelektüel gelişimi, sosyo kültürel çevresi gibi etmenlerle ilgilidir. 
  • Türkçeleştirilmiş Almanca Kelimeler: Almanca kelimelerin Türkçe ekler alarak kullanılması da yaygındır. Örneğin, „Verabredung“ (randevu) kelimesi Türkçeye „verabretmek“ şeklinde, Almanca kök ve Türkçe eklerle harmanlanarak uyarlanabilir. 
  1. Dilbilgisel Yapı Düzeyinde Yapılan Aktarımlar
  • Almanca Dilbilgisi Yapılarının Türkçeye Uyarlanması: Türkçede olmayan bazı Almanca yapılar, Türkçe cümle yapısına uyarlanabilir. Örneğin, Türkçe kurallı cümlelerde fiiller cümlenin sonunda yer alır, bu yapı bazen „Ben dünkü raporu tamamlayamadım, çünkü çok meşguldüm oldum“ gibi yanlış yapıda (standart kullanımın dışındaki) sözdizimiyle kullanılabilir. Burada Almancadaki yan cümledeki şekilde çekimli fiilin cümlenin sonuna atılmış olmasından etkilenme durumu olabilir. Benzer durum Türkçe yapıların Almancaya aktarımı şeklinde de gözlenebilir.
  • Dilsel Kalıplar ve İfadeler: Almanca’daki belirli kalıplar, Türkçeye birebir çeviri yapılarak kullanılır. Örneğin, Almancadaki “Hast du Lust, ins Kino zu gehen?” cümlesinin Türkçeye “Sinemaya gitmeye isteğin var mı?” şeklinde, doğrudan Almanca yapıyı koruyarak çevrilmesi gibi. Cümlenin Türkçe karşılığı „Sinemaya gitmek ister misin?“ olmalıdır.
  1. Düzenek Değiştirme (Code-Switching)
  • Dil Arası Geçişler: Yukarıda da değinildiği üzere; sözlü veya yazılı ileşitim sırasında bireyler, bir cümle veya konuşma sırasında birden fazla dil değiştirirler. Bu, hem Almanca hem de Türkçeyi etkin kullananlar arasında sıklıkla görülür. Örneğin, “Ben markete gittim, aber ich habe das nicht gefunden” (ama bunu bulamadım) şeklinde, bir cümle içinde iki dil birlikte kullanılabilir.
  • İletişim Kolaylığı: Düzenek değiştirme genellikle konuşmanın akıcılığını sağlamak ya da karşı tarafın daha iyi anlamasını sağlamak amacıyla da yapılabilir. Almancada daha kolay ifade edilen ya da Türkçede karşılığı olmayan kimi kavramlar için Almanca kelimeler ve yapılar tercih edilebilir. Bu dil olayı, dilbilimde „diller arası ödünçleme“ olarak da tanımlanabilir. 
  1. Almanca ve Türkçe Arasında Anlam Kaymaları
  • Farklı Anlam Aktarımı: Almanca kelimeler, Türkçede farklı anlamlar kazandırılarak kullanılabilir. Bu durum, kelimelerin Türkçe anlamlarının yanlış anlaşılmasına veya karışmasına neden olabilir. Örneğin, Almanca “Termin” (randevu) kelimesi, Türkçede yalnızca tıbbi veya resmi randevular için değil, genel bir „buluşma“ anlamında da kullanılabilir.
  1. Türkçedeki Almanca Sözcükler ve Jargon
  • Mesleki Jargon ve Almanca Terimler: Özellikle iş ortamlarında kullanılan teknik terimler ve mesleki jargon Almancadan doğrudan Türkçeye geçer. Örneğin, „Bilgisayarımı updaten etmem lazım“ (güncellemem lazım) gibi ifadelerde Almanca/İngilizce kökenli kelimeler Türkçe ile karışarak kullanılır.
  • Gençler Arasında Yaygınlık: Gençler arasında dil karışımı ve düzenek değiştirme daha yaygın olabilir. Hem Almanca hem de Türkçe dillerine hakim olan gençler, bazen her iki dilin en kolay yönlerini kullanarak hibrit bir dil geliştirirler.
  1. Düzenek Değiştirmenin Dil Öğrenmeye Etkileri
  • Dil Karışımının Olumsuz Etkileri: Almanca ve Türkçe arasında yoğun dilsel aktarım ve düzenek değiştirme, çocukların her iki dili tam olarak öğrenmelerini zorlaştırabilir. İki dil arasındaki sınırların bulanıklaşması, her iki dilde de dil bilgisi, sözcük bilgisi ve yapıların eksik öğrenilmesine yol açabilir.
  • Türkçe Dil Gelişimi Üzerindeki Etkiler: Özellikle Avrupa’da büyüyen Türk çocuklarında, Almanca baskın dil haline gelirken, Türkçenin gelişimi geri planda kalabilir. Bu durum, Türkçede dilbilgisel hatalar yapmalarına, kelime hazinelerinin daralmasına ve Türkçe ifade yetilerinin zayıflamasına yol açabilir.
  • Bilişsel Esneklik ve Dil Öğrenmeye Katkıları: Öte yandan, düzenek değiştirme ve çok dillilik, bilişsel esneklik ve dil öğrenme kabiliyetini artırabilir. İki dil arasında geçiş yapabilme yeteneği, çocukların dil öğrenme süreçlerini hızlandırabilir ve problem çözme yetilerini geliştirebilir. Bu durum, her iki dilde de güçlü bir altyapı sağlandığında faydalı olabilir.
  1. Kültürel Kimlik ve Dil Kullanımı
  • Kültürel Kimlik Üzerinde Etkiler: Almanca ile Türkçe arasında yapılan düzenek değiştirmeleri, bu bireylerin hem Almanya’daki kültüre hem de Türk kültürüne olan bağlılıklarının bir yansıması olabilir. Dil karışımı, çift kültürlü kimliklerinin doğal bir parçası olarak kabul edilebilir ve bu da çocukların sosyal entegrasyonuna katkıda bulunabilir.

Sonuç olarak, Almancadan Türkçeye yapılan dilsel aktarımlar ve düzenek değiştirmeleri, hem dil öğrenimine engel oluşturabilen hem de bilişsel esnekliği artırabilen bir süreçtir. Bu durumun dil öğrenimine olumsuz etkileri değil, dil gelişimi süreçlerine olumlu etkilerinden dahi söz edilebilir; çocuklar ilerki yaşlarda her iki dile de yeterince hakim olduklarında bu davranışı bırakacaktır. Bununla birlikte sürecin takip edilmesinde, kasıtlı veya alışkanlığa dönük kullanımların önüne geçilmesinde yarar görülmektedir. Unutulmamalıdır ki dilsel aktarım ve düzenek değiştirme, doğru yönlendirme ve destekle çocukların hem dilsel hem de kültürel kimliklerinin gelişimini destekleyebilir.

ähnliche Artikel

Konuya İlişkin Bazı Kaynaklar:

Almanca ve Türkçe arasında yapılan dilsel aktarımlar, iki dillilik, düzenek değiştirme (code-switching) ve çok dillilik konularında, aşağıdaki bilimsel kaynaklar, derinlemesine bilgi sunmak ve konuyu akademik açıdan desteklemek için önerilebilir:

  1. İki Dillilik ve Dilsel Aktarımlar Üzerine Genel Kaynaklar
  • Grosjean, F. (2010). Bilingual: Life and Reality. Cambridge, MA: Harvard University Press.
  • Baker, C. (2011). Foundations of Bilingual Education and Bilingualism. Bristol: Multilingual Matters.
  1. Düzenek Değiştirme (Code-Switching) Üzerine Kaynaklar
  • Myers-Scotton, C. (1993). Social Motivations for Code-Switching: Evidence from Africa. Oxford: Oxford University Press.
  • Auer, P. (Ed.). (1998). Code-Switching in Conversation: Language, Interaction, and Identity. London: Routledge.
  1. Dil Öğrenimi ve Bilişsel Esneklik Üzerine Kaynaklar
  • Cummins, J. (2000). Language, Power, and Pedagogy: Bilingual Children in the Crossfire. Clevedon: Multilingual Matters.
  • Bialystok, E. (2001). Bilingualism in Development: Language, Literacy, and Cognition. Cambridge: Cambridge University Press.
  1. Avrupa’da Yaşayan Türkler Üzerine Özel Çalışmalar
  • Backus, A. (2005). Codeswitching and language change: One thing leads to another? International Journal of Bilingualism, 9(3-4), 307-340.
  • Pfaff, C. W. (1991). Turkish in contact with German: Language maintenance and loss among immigrant children in West Berlin. International Journal of the Sociology of Language, 90, 97-129.
  1. Kültürel Kimlik ve Dil Kullanımı Üzerine Çalışmalar
  • Fishman, J. A. (Ed.). (2001). Can Threatened Languages Be Saved? Reversing Language Shift, Revisited: A 21st Century Perspective. Clevedon: Multilingual Matters.
  • Günay, V. & Çavuşoğlu, A. (2018). Avrupa’da Türkçe Dil Kullanımı ve Kimlik. İstanbul: İletişim Yayınları.

Bu kaynaklar, Almanca ve Türkçe arasında yapılan dilsel aktarımlar, düzenek değiştirme ve bu süreçlerin dil öğrenimine olan etkileri üzerine derinlemesine bilgi edinmek ve konuyu bilimsel bir çerçevede desteklemek için uygun olacaktır. Özellikle Avrupa’daki Türk toplulukları üzerine yapılan çalışmalar, somut ve özgün örnekler sunarak çalışmalarınızın bilimsel altyapısını güçlendirebilir.

ähnliche Artikel

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert