YAZARLAR

İNSAN VE TOPLUM

Senenin ilk makalesini yazarken tek düşündüğüm şey, siz okuyucularımı, hazır içinde bulunduğumuz pandemi döneminde vakit bulmuşken, tefekkür etmeye davet etmekti…

An itibariyle geleceğe dair büyük planlar yapma ihtimalimiz düşük te olsa, seneye çok başka konulardan bahsediyor olacağımız  kesin. Çünkü insan, toplum ve olaylar o kadar  hızlı gelişiyor ve değişiyor ki, takip etmekte zorlanıyoruz. Yaşadığımız herşey önce gündemi belirliyor, sonra toplumları ve devletlerin geleceğini hazırlıyor.

ähnliche Artikel

Yıllar yılları, günler günleri takip ededursun, biz topyekün, içerde ve dışarda, hem sesli, hem içimizden “Benden yeni bir insan zuhur etsin ki, kendimi, yaşadığı çağın gerektirdiği konuma getireyim, sevdiklerimle birlikte sağlıklı yaşayayım” derin arzusu ve “Hayat ne zaman normale döner?”  sorusuna cevap arayışı ve geçmişin özlemi içinde bir yerlerde hayata tutunmaya çalışıyoruz. Herşeyi bir kenara bırakmasak ta, bir kısmını ertelediğimiz iş, güç ve planlarımız var neyse ki. Ve artık sağlığın herşeyden çok daha değerli olduğu konusunda hemfikiriz.

Hayatın kendisi bir okul ve yaşadıklarımız bizim için ayrı ayrı ders konusu…

Franz Kafka: „Yaşamın bana öğrettiği iki ders: Çevreni gittikçe daralt, kalabalıkların seni üzmesine izin verme!“ derken bugünleri mi kastetti bilinmez ama, son zamanlarda tam da bu durumdayız… Sadelikte, yalnızlıkta huzur vardır, kalabalıklar bazen yorar insanı. „Zor günleri yalnız atlatan, kimsenin yokluğunu hissetmez!“ demiş C. Bukowski

Yaşamak güzel şey aslında!“ deriz ara sıra, iç dünyamızdaki huzuru, dış dünyamıza taşıdığımız zamanlarda. İç huzurun insana verdiği güveni, ne mevki ve makam, ne mal ve mülk verebilir. Zaten asıl mülkün sahibi de biz değiliz şunun şurasında.  Kayda değer bir şey varsa, yaşarken yaptığımız güzel işlerdir, gerisi boşa harcanan emek ve zaman değil midir??? Bizi insan yapan ne varsa hayatımıza dair; düşünce, fikir, eğitim, eylem, gelenek, din, kültür hepsi dünün sentezlenmiş güzellikleri, bugünümüzü oluşturan kaynaklarımızdır. Onlardan beslenip güç alırız.

Kimsenin kendinde kusur aramadığı bir toplumda yaşıyoruz, dersem hiç de abartmış olmam. „Aman canım!, bir benim yaptığımdan ne çıkar, dünya mı batar“? vurdum duymazlığı, rahat ve alışkanlıklarımıza düşkünlüğümüz hem fert bazında, hem toplumda felaketimize sebebiyet verebilir. (Pandemi döneminde virüsün yayılması gibi)

İnsan ara sıra kendini sorgulamalı. „Sorgulanmamış hayat yaşanmaya değmez!„ derken Sokrates bilinçli davranma ve hayata olabildiğince doğru yön vermenin önemini anlatmak istemiştir büyük ihtimalle. Mutasyon geçirmiş ve hayatı dar eden o kadar çok kısır döngüler var ki, geçmişte es geçip ertelediğimiz veya önemsemediğimiz. Bugünkü pişmanlık, dünün eseri değil midir?

Yara, zamanında müdahale edilmeyince nasıl tüm vücuda dağılıp zarar verirse, yozlaşan fikir ve ideolojiler de toplumun felaketi olabilir. „Bozulduğu zaman, insandan daha korkunç bir yaratık yoktur“! der Sofokles. İnsan, toplumun en küçük yapı taşı olarak kimi zaman felaketlere de, toplumun refahına da sebep olabilir.

„İnsan ne de çok bilmiyor kendini„ derken Peyami Safa insanın bu yönünü kastetmiş olabilir. Çağı açan da kapatan da yine İNSAN’dır. Her toplumda zamanın seyrini değiştiren, insanlığa yön veren dehalar da, zarar veren cahiller de olmuştur.

„Bazen bir can bir cihandır ve bir fert tek başına bir toplum!” der Ali Şeriati. Sonuç olarak, insan da dünya misali, hem kendi ekseninde hem de toplumun ekseninde döner. Özgür uçan kuşun gökyüzünde daireler çizerek yön tayin etmesi gibi.

Özgürlük demişken; Nasıl özgür olunur? sorusuna: Sokrates: „Düşünerek“, Platon: „Öğrenerek“, Camus: „Başkaldırarak“ Nietzsche: „Kendin olarak“ der.

Çağımızın hastalıklı huyları arasında “kendimiz olamayışımız gelir.„ Ne isteyip, neyi istemediğimize karar verdiğimiz gün, kendimiz olma yolunda ilk adımı atmış olacağız. Duygu ve mantık sentezli hareket etmek, aklımızı kullanma yolunu açacaktır. İnsan bilir ki, akıl saf dışı kalırsa, fırsatçı yobazlar tüm ağlarını örer, dünyayı yaşanmaz hale getirir. Akıl ki, Allah’ın insana hayatı dengeli ve ölçülü yaşasın diye lütfettiği hazinedir.

BU MAKALEYi SESLi OLARAK DiNLEYEBİLİRSİNİZ

ähnliche Artikel

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert