Karşılaştığımız veya karşılaşabileceğimiz olaylarda kötü durumlardan korunmak için bulunduğumuz durumun en kötüsünü düşünürüz. Bu içgüdüsel olan bir yaklaşımdır. Sorunlar hemen göze çarpmaya başlar, çünkü içimizde bir çözüm arayışı vardır. İlişkide duyarsız yorumlar ve değişken ruh halleri bir anda fazla ilgi çekmeye başlar. Duygusal yaşantımız tamamen problem odaklı hale gelir. Dolayısıyla ilişkiyi daha iyi hale getirebilecek olan deneyimleri göz ardı edebiliriz.
Romantik ilişkimizi sağlıklı bir şekilde sürdürmek istiyorsak, karşılıklı olarak birbirimizin sınırlarını ve ihtiyaçlarını önemsemek zorundayız. Açık bir iletişim şeklini benimseyerek ilişkiden memnun olma halini çoğaltabiliriz.
İlişkide belirli problemlere odaklıyken kendimizi isteklerimiz hakkında sorgulayabiliriz. Örneğin „Partnerimden benimle daha fazla ilgilenmesini beklemem doğru mu? Beklentilerim gerçek dışı mı? Abartıyor muyum?“ gibi düşüncelerle meşgul olabiliriz. İlişki içerisindeyken sevgiyi hissetmek istemek ve şefkati arzulamak en doğal beklentilerdir.
Fakat bu beklentiler içerisindeyken partnerinizin zihninizi okumasını beklemek yerine siz istekleriniz hakkında doğru iletişime geçebilirsiniz. Düşünceler, duygular ve davranışlar nedensel olarak karşılıklı ilişki içindedir. Bu yüzden kafamızın içindeki düşüncesel senaryoları ortaya koymak çok önemlidir. Bu sayede duygusal tepkilerimizi anlayabiliriz.
İlişkilerdeki güç kaynaklarını keşfetmek en önemli adımlardan bir tanesidir. Araştırmalara göre kalıcı ve tatmin edici bağların oluşmasına sebep olan unsurlar şunlardır:
1. Kendiniz gibi olabilmek: İlişkide çiftler birbirlerini değiştirmeye çalışmadan oldukları gibi kabul ederlerse, çatışmalardan o kadar uzak kalırlar. Her iki tarafında kendisi gibi olabilme özgürlüğü vardır.
2. En iyi arkadaş olabilmek: Eşinize karşı göstereceğiniz yakınlık, duygusal destek ve sevgi güvenlik ihtiyacını tatmin eder. En yakın arkadaş olabilme düşüncesi davranışlarla desteklenirse gücünüz çoğalır.
3. Beraberken rahat hissetmek: Duyguları paylaşmakla beraber rahatlık duygusu kendisini hissettirir ve duygusal olarak güvenmek ilişkiyi güçlendirir.
4. Ortak noktaları belirlemek: Farklılıklardan çok daha fazla ortak yönlerinizin olduğunu keşfetmek ilişkiyi zenginleştirir.
5. Takım ruhunu hissetmek: Biz duygusunu canlı tutabilmek için yeni keyif verici aktivitelerde bulunmak çiftleri birbirine daha çok bağlar.
6. Ortak gelişimi desteklemek: Karşılıklı olarak kişisel gelişime alan açabilmek ilişkinin olgunlaşmasına fırsat verir.
7. İş bölümü yapmak: İki tarafında söz hakkı olduğu bir iş bölümü yapmak ilişkinin sorumluluklarını hafifletirken, size kendinizi daha güvende hissettirir.
8. Güven duygusunu pekiştirmek: Beraber üstesinden gelebildiğiniz olayları hatırlayarak iyi bir takım duygusuna sahip olma hissini destekleyebilirsiniz. Bu sizde güven duygusunu oluşturacaktır.
Önemli olan sorunlar yokmuş gibi davranmak değildir, aksine sorunun ne olduğunu tespit edip hangi konularda eksiklik yaşadığınızı ifade edebilmeniz gerekir. Yukarıda belirttiğim noktalara odaklanarak hangi konularda ilişkinizi destekleyeceğinize karar verebilirsiniz.
