Corona virüsü için pandemi ilan edilmesiyle beraber, dünyanın neredeyse her yerindeki insanlar için büyük bir stres faktörü oluştu. Virüsün sadece fizyolojik etkileri değil, aynı zamanda psikolojik etkileri de pandeminin gerçek yüzünü ortaya koyuyor.
Sizlere daha önce de corona virüsü nedeniyle ortaya çıkan psikolojik rahatsızlıklardan ve alabileceğiniz önlemlerden bahsetmiştim. Şimdi ise son dönemde yapılan araştırmaların ışığında virüsün yayılmasına engel olmak için alınan önlemler ve stresin ortaya çıkardığı yeni bir „fenomen“ hakkında sizleri bilgilendirmek istiyorum.
„Garip ve sıradışı rüyalar“ görüyorsanız, yalnız değilsiniz. Yapılan bilimsel araştırmalara göre insanların karantina döneminde alışkanlıklarından uzaklaşması, evden çıkamaması, sevdikleriyle yakınlık kuramaması ve sürekli olarak evin içinde kapalı kalma hali „bilinçaltını“ doğrudan etkiliyor, dolayısıyla insanların tuhaf rüyalar görmesine sebep oluyor.
Rüyaların biz insanlar için psikolojik işlevleri olduğuyla ilgili çeşitli görüşler vardır. Örneğin psikoloji tarihinin mihenk taşlarından biri olan Freud’a göre rüyalar, gizli arzuların ve isteklerin ortaya çıkmasını ve böylelikle enerji boşalımını sağlar. Diğer bir önemli ruh bilimci olan C. G. Jung’a göre ise rüyalar, kişinin uyanık olduğu zamanlarda yaşadığı hallerin tamamlayıcısıdır. Diğer bir tamamlayıcı görüş ise rüya içeriklerinin kişinin günlük hayatı, duygu durumu ve düşüncesiyle uyumunu vurgulamaktadır. Yani, görülen rüyalar insanın gün içerisinde yaşadığı olayların bilinçaltındaki karşılaştırılması ve çözümlemesi olarak yorumlanabilir. Görülen rüyalar olumlu ise kişinin iyi halinin bir yansıması iken, görülen olumsuz rüyalar insanın bilinçli olmadığı ama yaşadığı kötü hislerin bir işareti olarak yorumlanır.
Uygulanan karantinayla beraber kişiler sosyal alandan uzaklaşması ve rüyaları için esinleneceği yaşantılardan eksik kalması sonucunda bilinçaltı geçmişte yaşanan izlere geri dönebiliyor. Rüyalar üzerine olan çalışmalarıyla bilinen ruh bilimci C. G. Jung’a göre, bir sorun üzerinde düşünmek demek, onu içerdiği tüm yanlarıyla ve getireceği sonuçlarla çözümlemeyi amaçlamak demektir. Bu zihinsel işlev uyku durumunda da bilinçdışı bir şekilde kendiliğinden sürer. Yani, uyanık durumdaki değer verilmeyen, iyi tanınmayan, yani bilinçaltında kalan tüm görüş noktaları simgesel bir biçimde kişinin düşünde belirebilmektedir.
Bu yoğun süreçte özellikle uyku hijyeninize özen göstermelisiniz. Peki, sağlıklı bir uyku hijyeni için neler yapılabilinir?
- Gece uykunuza daha kolay geçiş yapabilmek için gündüz uyumayın.
- Kafein ve nikotin gibi uyarıcı içeren yiyecek ve içeceklerden kaçının.
- Uyku saatine yakın ağır egzersizler yapmayın.
- Metabolizmanızın rahatlaması ve uykuya daha rahat bir geçiş için akşam yemeklerinde yağlı yemekler tüketmeyin.